Kaygı bozuklukları, İntihar eğilimleri ve diğer psikolojik sorunları, dünyanın her yerinde insanlar aynı şekilde ve aynı duygularla yaşıyor.
Hiçbir psikolojik sorun insanın rengine, ırkına, ülkesine bakmıyor.
Güneş gibi, ay gibi, yağmur, gece ve gündüz gibi hayatımız ortak şeylerin etkisi altında.
Sağlıklarının iyi olduğunu düşünen insanlar tavsiyeler veriyor. Daha sonra onların sağlıkları bozuluyor. Diğerleri gelip tavsiye vermeye devam ediyor.
Teşhisler, konuşulan şeyler, öneriler, ilaçlar, terapi teknikleri, uzun süreçler aynı.
Kalıcı bir sonuç yok gibi.
Tekrarlayan ataklar,
Derinleşen yaralar,
Korku nöbetleri,
Endişe ve çöküş…
Yardım isteyen de güçsüz, yardım istenende.
İrade erkini yitirmiş insanlara yapamayacakları fikirler yükleniyor.
Sonra yeni düş kırıklıkları.
Sanki bir psikolojik iklim var ve bir sis bulutu gibi tüm insanlığı kuşatmış gibi gözüküyor.
Demek ki yaşananlarla ile var olan durumlar karşılaştırıldığında örtüşmeyen bir şeyler var.
İnsanın içinde olan ile dışarıdan gelenler tutarlı değil.
Belki de tüm bilgi ve birikim sanılarını sıfırlamak,
Bir çocuk gibi hayatı yeniden tanımak,
Fiziksel tatmin arayışlarından daha çok zihinsel ve ruhsal olarak gelişmek,
Doğayı, gökyüzünü, zamanı, havayı, ışığı, doğumu, ölümü fark etmek,
Sormaktan çekinilen soruları sormak,
Evrensel bir bakış açsıyla insanlığa bakmak,
Ön yargı, öğretilmiş ötekileştirmek, kibir gibi tüketici düşüncelerden uzak durmak gerekiyor.
Tanımlanmamış bir hayat içeriği, ötelenmiş farkındalıklar, beğenilmek, takdir beklemek, kabul edilmek için kurgulanmış bir kişilik, onur tavizleri duygusal bir öz kıyım gibi görünüyor?
Safitürk Murat
muratsafiturk@gmail.com