Anlam arayışında olan bir insanın, önünde bulduğu bir fikri kabul etmesi veya rastladığı bir akımın tarafında yer alma eğilimini sorgulaması gerekmektedir.
Çünkü düşünce, algı ve kavrama niteliği bu analiz ile belli olacaktır.
Yetenek ve akıl seviyesi tercihlerin oluşumda kişiye ait içsel ve fikirsel donanımı açısından bağlayıcıdır.
Örneğin:
Mantıklı olmayan, ispat edilemeyen, gerekçesi bulunmayan ve hiçbir fayda temin etmeyen, yaşanabilme imkânı olmayan, bir sorunu çözmeyen, realist tanım ve anlam içeriğine sahip olmayan önerme ve fikirler ilgi çekici olsa da batıldır.
Veya insanın fiziksel gereksinimlerinden çok daha fazla olan,
Onama, aidiyet, farkındalık, sevgi, şefkat, özlem, ümit, güven gibi manevi ihtiyaçlarını karşılamak için; eğlence, zihni uyuşturma, ışıltılı fanteziler, oyalayıcı ve yapay önermelerde ve sunumlarda bulunmak, ya hayat ve insana dair bilgi yoksunluğu ya da buna bağlı oluşmuş çaresizliktir.
Aristokratik tasalluttan kurtulmuş, gerçek bilgelik süreçlerinde aktarıcının, soyut ve somut argüman yeterliliği, anlatı ve tekliflerin merhamet gibi bir gerekçesinin olması kaçınılmazdır.
Bu bağlamda birey;
Analitik katkısı olmayan,
Düşünce aydınlığı bulunmayan,
Kategorik ayrışıma neden olan,
Hırçın, öfkeli ve egoist çağrışımlar yapan,
Yeme, içme, üreme gibi sadece hayvansal tatminler sunan,
Ötekileştiren aşağılama eğilimi ve acımasızlık barındıran faydasız ve kısır döngü nedeni olacak yaklaşımlara karşı dikkatli ve mesafeli olmalıdır.
Bu fikre karşı neden yakınlık duyuyorum?
Bu önermeyi neden kabul etme eğilimindeyim?
Bu tarafı neden seçtim?
Neden bu tezi savunuyorum?
Neden kendimi buraya ait hissediyorum?
Neden bu duruma, koşullara veya insanlara karşı nefret duyuyorum?
Bu düşünce bana ne katıyor?
Bu görüş bana ne vaat ediyor?
Sonuç ne elde edeceğim?
Gibi düşünce Checkupları gerçeği bulmak anlamında doğru veriler verecektir.
Eğer kişinin bir fikri kabul etmesindeki etken, temel anlamıyla sadece duyguya dayalı ise,
Taraftarlığı sadece etki altında kalmakla ilgili ise,
Sorularına bulduğu cevapların bilinç ve ruhsal boyutu yoksa ve sorgulamaları sonucunda bir fayda çıktısı elde edemiyorsa tercihlerini gözden geçirmelidir.
…
İnsanın yaratılış niteliği, doğrulama istencini tetikler. Bu süreçte somut ve soyut olan her şey bir düzen içinde görünse de aslında kaotik bir yapıya sahiptir. Bu noktada, gece-gündüz, sıcak- soğuk, acı- tatlı, ateş-su, güç-zaaf, açlık-tokluk, güzellik-çirkinlik gibi zıtlık dürtüleri, hakikate ait onamanın farazi değil, bizzat katılımcı irade eseri olması için düşünceyi harekete geçirici olgu mesajları verir.
Doğru gözlem,
Pratik ve analitik anlam arayışı,
Yarasız olan şeyi terk etme refleksi,
Cesaret,
Yeniden başlayabilmenin girişimci enerjisi,
Yanlış olana yanlış diyebilme,
Gerçeğin yanında yer alabilme iradesi,
Ciddiyet ve kendine karşı sorunluluk bilinci gibi bileşenler, insanı doğasında olan gerçek ve sürekli olan mükemmellik seviyesine çıkaracaktır.
Eğer insan kendi varlık onurunu korumaktan vaz geçerse, çok kısa bir zaman için demo hazlardan faydalanacaktır. Bu zevklerin geçici olması ve insan ruhunda bıraktığı dejenerasyon, aynı hazzı bir daha almaya imkan bırakmaz. Bu nedenle fizyolojik tatmin için hep daha fazlasını istemek tutkusu oluşmuştur. Ancak bunun sürekliliği için ne insanın yapısı nede hazzın özelliği uyumlu değildir. İnsan bedeni ve takip ettiği zevkler bir birine sonsuz kadar karşılık verecek bir içerik ve nitelikten yoksundur.
Bu nedenle insan, doğasıyla uyumsuz, sosyal ve psikolojik çatışma çıkaran, akıl hijyeni ve ruhsal besin sağlamayan tüm önerme, teklif ve mesajlara karşı dikkatli ve titiz davranmalıdır.
İnsanın en önemli sermayesi ömrüdür.
Onu israf etmemeye özen göstermelidir.
Safitürk Murat
muratsafiturk@gmail.com