Her olumsuz gelişmenin soncuna yönelik onarıcı faaliyetlerin zorluğunu hemen hemen herkes bilir. Ancak yapıcı ve koruyucu olmanın getirdiği sorumluluklar ise öteleyici davranmayı veya ilgisiz kalmayı bir şekilde etkilemektedir. Fakat bazı çıktıların ağırlığı insanların en çok keşke dedikleri ve pişmanlık duydukları durumları oluşturur.
Konunun genişliği açısından kapsamlı bir açıklama yapmayarak, çok önemli gördüğümüz hususlar hakkında özet açıklamalarla yetineceğiz.
Öncelikle bir ilişki nasıl başladıysa genel itibariyle o şekilde devam eder. Değer kayıpları ile başlayan beraberlikler devam etse bile nitelik olarak bitmiş olur.
Alınması ötelenen önlemler, büyük zararlara neden olabilir. Örneğin bir insan bakımını üstlendiği bir bahçeyi sulamak için çeşmeyi açması yeterlidir. Bu küçük hareket yaşam döngüsünde hazır olan bir planı aktif eder. Ancak yine bu küçük hareketin yapılmaması, o bahçenin bütün yeşilliğini ve çiçeklerini kaybetmesine neden olur.
Yine bir insanın birkaç sigara içerek başladığı bir basit alışkanlık, binlerce sigara içerek kendine zarar verecek ve dönülmesi zor bir eşiğe kadar gidecektir.
Bunun gibi insanların edindikleri, yeme, içme, oyun eğlence gibi bazı haz merkezli bağımlılıklar, önü alınmayacak noktalara kadar taşınır.
Söz konusu bağımlılıklar ise insanı sadece fizyolojik olarak etkilemez. Her zevkin neredeyse insanın bütün hislerine dokunan özelliği vardır. Her lezzetin aklı ve kalbi ilgilendiren yönü bulunmaktadır. İnsan böyle geniş bir sarmalın içine girdiği zaman tüm duyguları ve varlığı tatmin peşinde koşacaktır.
Sonuç olarak insanın duygusal yapısı bu haz arayışlarının ve etkilerinin tesirinde kalarak şekillenecektir. Bu şekillenme bir anlamda insanın manevi gen haritasını oluşturur. Ve dikkat çekici durum ise bu gen kodlarının yakınlara ve çevreye aktarılmasıdır.
Bazı davranışlar basit görünse bile, evrenin işleyişindeki soyut sisteme ters düştüğü zaman, birçok şekilde olumsuzluk üreterek adeta sorumlusunun kucağına bırakıverir.
Bu durumun anlaşılamaması, ‘Ne yaptım da bu başıma geldi’ sözünün çıkış kaynağıdır.
Temel işleyiş yasası olarak , bulunulan eylemselliğin karşılığı, işlevin türüne göredir.
Ancak bazı spesifik sonuçlar meydana gelir ki; onlar görünen nedenlerin çok ötesindedir.
Örneğin çocukların ruhsal gelişimi, bedensel gelişimi gibi anne karnında iken başlar. Annenin ruh dinamikleri çocuğun ahlak yapısı üzerinde azımsanmayacak bir yapıcılığa sahiptir.
Yine çok özel sorunlardan olan çocuklukla başlayan cinsel eğilimlerin, gençlik dönemlerinde eşcinsellik gibi evinimi, bilinen sebeplerden farklı bir konumdadır.
Yine aile içinde özel ve mahrem tabir edilen konuların durumu, algı ve yaşam biçimi, paylaşılan ortamın negatif ve pozitif hava oluşumunu etkiler.
Yine insanların özlerinde bulunan uyarıcı reflekslere duyarsız kalması, uyarılan durumun çok başka formlara girip, bir bumerang karşılığı vermesi mutlak bir gerçektir.
Evet, bazı problemler yavaş yavaş gelişir. Tutkular sessizce insan duygularını ele geçirir. Hazların içinde bulunan zehirli bağımlılıklar iradeyi ele geçirir. Böyle bir istila ile karşı karşıya kalmamak için insanın kendisini etkileyen varoluş yasalarını bilmesi ve ona göre hareket etmesi gereklidir.
Murat Safitürk