Giriş Notu :
İntihar konusu çok yönlü gizeme sahip olmakla birlikte, sonuç çıkarımlı ele alındığından gelişim süreci çok net tanımlara sahip değildir.
Netice itibariyle bıraktığı etki duyusal yapıyı öncelediğinden, değerlendirmeler bu his baskısı altında kalmaktadır.
Ancak durumun kanıksanmış bu şekli, çözümün bir parçası olmaktan oldukça uzaktır.
Birçok yazımızda hayat ve gerçeğinden söz ederken, bütünü oluşturan varlık bileşenleri arasında bağlara ve tanımlara dikkat çekilmektedir.
- Çünkü insan kendine yabancı kaldığı müddetçe, yaşamın kuşattığı alanı kavrayamayacaktır.
- Tabiatın dilini anlayamayacak, sürekli bir tedirginlik içinde kalacaktır.
Ruhsal boyutta nedenler ve çıktılar arasındaki örgü birçok katmana sahiptir. Düzen basitlik ilkesi ile çalışır. Kaotik gelişmeler bu basitliğin dışına çıkmakla meydana gelir.
Yani hayat hakikatiyle evrensel bir sistematiğe bağlı işlevsel bir denge üzerindedir. Bütün planlı sistemlerin çökme sebebi sadece görevsizliktir. Küçük bir unsurun bulunduğu yerden ayrılması, fonksiyonunu kaybetmesi büyük çarkı durdurur. Yıkıma sebep olabilir.
Bir anlamda bir kibrit bir ormanı yakıp kül edebilir.
Enkaz ve kalıntılardan yola çıkarak olayı detaylandırmak birçok istatiksel veri, deneyimsel ölçekte bilgi erişimini sağlasa da kök neden olarak yeterli ve gelecekteki olası girişim ve gelişimler için engelleyici bir etki oluşturamayacaktır.
Oysa yukarı da kısmen değinildiği gibi, bozmak yapmaktan kolay olduğu için , güçlendirilmemiş zaaflar varlıklarını tahriple göstermek eğilimindedir. Kötülüğün ve karanlığın merkezinde bu kırılganlık hâkimdir.
Zaafın güçlenmesi, zayıf yönlerin ego ile onarımı demek değildir. Verimli zayıflık onarımı, zayıflığı yaşamsal realitede bir sorun görmemekle ilişkilidir. Çatışma ortamının göreceli kargaşası bir algı diktasıdır.
İnsanın saç telinden tırnak ucuna kadar olan yaşamsal koordinasyonu, hücreler arası iletişim, sinirsel organizasyon ritmik ve kontrollü bir yapının işleyişini gösterir.
Bu varlık yasası tüm evrende geçerlidir.
Bu bağlamda eşyanın bir biri ile olan dayanışması veya zıtlıkların bir biri çarpışmasının tek amacı bütünsel döngünün sağlıklı olarak planlanan çıktıları vermesi içindir.
Bu ahengin fark edilmemesi, değerlendirmelerin sadece olay yeri ile ilgili olarak yapılması, genel asayişi görmeye engeldir.
Doğru bilginin ve bilmenin yolculuğundaki asıl tema, gerçekte olan bitenin farkına varmakla ilgilidir.
Doğru bilgi sindirilebilen, insan doğasına aykırı olmayan, duyusal donanım tarafından zararlı algılanmayan uyuma sahip olan bilgidir. Bu bilgiye karşı gelişen direnişler dış etkileşimle bağlıdır. Bu etkileşimin barındırdığı zıtlıklar, makul olanın basitliğini idrake yaklaştırmak için aksiyon almış bilinç ve bilgelik uygulamalarıdır.
- Anlayış ve aktarımın stabil formu analiktiktir.
- Kaotik deklarasyon somut çıktılara dönüşebilen yapay oluşumlardır.
- Hakikat bilgisi yanılmazlık niteliğine sahiptir ve onarıcıdır.
- Karakteristik eğilim, istençli tercihler ile insanın ilgi ve etki alanını şekillendirir.
- Kişisel iradenin ivme aldığı, el uzattığı talepler yapılarında olan iyi kötü özellikler ile müşterisine ulaşır.
Birçok açıdan paylaşmayı hedeflediğim İNTİHAR ile ilgili yazıların devamında, birden karşımızda bulduğumuz, şaşırtıcı öz kıyım girişimleri ve sonuçlarının adım adım nasıl gelişebileceğini yukarıda sınırlı söz ettiğimiz ruhsal psikoloji gerçeğinin referansı ele alma gayreti içinde olacağız.
Murat Safitürk
Yazar & Danışman