1- İnsan doğası gereği uygardır. Toplumsal yaşamın değer ve birikimlerini benimsemek ve yaşamsal formunu sürdürmek istencine sahiptir. Bu nedenle diğer insanlarla var oluşsal bir sinerji içindedir.
2- Zihin sağlığı ruh sağlığının sigortasıdır. Bağnazlık ilkel ve faydasızdır. Irkçılık erdem körlüğüdür. Yararında olan ile kendine zarar veren şeyleri bir birinden ayırt edememek bir tür akıl tutulmasıdır.
3- İnat bozguncu bir direniştir. Olumsuz yönüyle şüphe düşüncenin denge kaybıdır.
4- Gerçeği kabul etmek ve realitenin bütünlüğünü çatısı altında toplayan hakikati benimsemek ve özümsemek, doğrunun geliş yönü ile ilgili çelişkiden kurtularak içsel ve sosyal barışa erişim yolunu açar.
5- Hayat döngüsü temel prensipler bağlamında yardımlaşma ilkesi ile hareket eder. Mücadele hırs ve kötü iradenin davranış bozukluğudur.
6- İnsanların değişmez gerçeği, hayat şartlarının oluşması ile birlikte doğum ve ölümleridir. Bu başlangıç ve bitiş noktası arasında yaşananların niteliği veya niteliksizliğinin fiziksel sonuca bir etkisi yoktur. Ancak ruhsal çıktılar açısından oldukça belirleyicidir.
7- Tümsel olarak tüm yaş evrelerinde değişen beden formunun ihtiyacı olan; doku değişimi, hücresel yenilenme ve diğer bileşenleri ile biyolojik organizasyonunun işletim dengesi, doğanın sürdürülebilir sistemsel işleyişi, fizyolojik gereksinimlere ait tedarik zincirinin aksiyonu beşer erki ile gerçekleşmez. İnsanın yönetimsel iradi gücü bu alanda etki oluşturan değil; etki altında olan, kısıtlı bilgi, sınırlı gerçekleştirme gücü, unsurlar üzerinde sahip olduğu tercihsel eğilimlerle kısmi kullanım hakkı bulunan aracı bir olgudan ibarettir.
8- Kontrolsüzlük algısı özgürlük yanılgısıdır. Özgürlük sanısı önceden bilinmeyen, ancak tünelin sonuna doğru sırtına aldığı yüklerle ucube bir kişilik ve dev bir yalnızlığı doğmasına neden olan bir aldanış masalıdır.
9- İnsan doğasına tanımlanmış özgünlük, bireysel irade sahibi olmasıdır. İrade, fizyolojik, doğa ve evrene ait işletim süreçlerinden farklı olarak üç temel alanda yönetimsel olarak özgürdür.
Özgürlük alanlarının birincisi, Akıl duygusunun kullanımıdır.
İnsan dilediği gibi düşünmekte, yargıda bulunmakta, usa vurumda, şüphe, çelişki, ret, kabul, ölçme, analiz yapma, değerlendirme, kanı belirtme, hüküm verme , aşırılık, durağanlık, zihni tembellik gibi bir çok alanda hareket edip etmemekte tercihsel ve eylemsel olarak bağımsızdır.
Söz konusu yönetimde ölçü kaçırıldığında; verimsiz zekâ, ukalalık, hile, yanıltıcılık, belirsizlik, tutarsızlık ile birlikte; bilgisizlik, inat, bağnazlık ve körü körüne bağlılıklar , anlayış zorluğu , kavrayış yoksunluğu gibi durumlar meydana gelir.
Özgürlük alanlarının ikincisi, fizyolojik isteklerini edinme alanında göstereceği performans veya edinmeme pasiflik tercihini gösterebilmesidir.
Bu duruma dair denge noktasını yitiren eylemsellik, bütünsel anlamda şehvet tutkunluğu, zıt anlam bağlamında ise tepkisizlik ve durağanlık olarak kendini gösterir.
Özgürlük alanlarının üçüncüsü, öfke duygusunun yönetimidir.
Öfke kontrolünü sağlayabilenler dengeli bir davranış tarzına sahip olabilirken; kıskançlık, taşkınlık, kibirlilik gibi bir kısım nedenlerle kontrolünü yitirenler kabalık ve yıkıcılık içinde, yönetim zaafı olanlar ise korkaklık ve çekingenlik durumunda kalabilmektedir.
Tercihler sonuçları belirlediğinden, bu alanlarda iradeye bağlı istençle gerçekleşen eylemler ve eğilimlere ait çıktıların sorumluluğu insanın kendisine aittir.
10- İnsanoğlundaki bireysel ve kitlesel kaosun temel nedeni, insanın duygusal durum yönetimini kendi iradi özgürlüğü içinde dengeleyememesidir.
Bu niteliğe sorumlu ve bilinçli bir şekilde hakim olunamadığında, oluşan boşlukta zayıf ve kırılgan yapılar kümelenmeye başlar.
Yıkmak inşa etmekten daha kolay olduğu için bir araya gelerek etkili bir güç oluştururlar.
Sonuç olarak güç ve tahakküm endüstrisi, çatışmacı siyaset, sınıfsal saldırganlık ve kural tanımazlık toplumlara sızarak çeşitli marjinal ve yapay ideolojik önermelerle varlıklarını sürdürmeye çalışırlar.
11- İhtimaller sonsuz sanı döngüsüne sahiptir. Olasılıklar düşünebilme özgürlüğüne dâhil olduğundan sonsuz genişleyebilirler. Kullanıcısı tarafından bir iki öğe olarak işlense de başkaları tarafında çarpan ve çağrıştıran yönüyle bir kara deliğe dönüşebilir. Oysa ihtimaller olguya ait diğer değerleri bütünü beslemek için aklın veri tabanını aktive eden bir özelliktedir. Yoksa düşünceyi gerçeklikten uzaklaştıran varsayımsal kuruntular, sadece kısır döngüler üretirler.
12- Gerçek duru, hakikat ortalama değerlerle anlaşılır ve etkileyici özelliktedir. Ancak bu basitlik düşünce çabasını gerekli kılan eylemsel bir davet niteliğine sahiptir. Çünkü saf olan değerlidir. Temiz alıcıların eğilimleri varoluşsal emeğin değerini vermektir. Değer bilmek soyluluktur. Takdir etmek asalet, minnet duymak zarafettendir. İnsanın onurluluk hali nezaketi ile orantılıdır.
13- Her ne kadar çok dallı ve karmaşık görünse de felsefe ağacının iki kökü vardır.
Bu köklerden birisi, varlık toprağında görünen ve göründüğü gerçeklikle algılanan ve kanıtsal bilgelik birikimleri ve kadim öğretiler ile veri uygunluğu içinde olan, aktarım ve anlatım birliği ile evrensel oluşum, dönüşüm ve işleyiş normlarında karşılığı bulunan, faraziyat ve fanteziden uzak fikirsel olgunluktan beslenmektedir. Dolayısıyla bu kök; hayat ağacının dallarına, yapraklarına, çiçek ve meyvelerine ve meyvelerin rahminde bulunan çekirdeklerin döngüsüyle de neslini kendi öz suyu ile canlı tutup yaşatabilen bir niteliktedir.
Diğer kök ise, var oluşun hakikat saha derinliğine inmeyen, olasılık kanallarını bireysel yetenek çapıyla değerlendiren, farazi edinimlerin kibir hücrelerini beslemesi ile güçlenen benlik yapısıyla düşünceyi kışkırtan , cüretkar ve kontrolsüz bir aklın eseri olarak her şeyi her şeyle çarpıştıran, bütünlüğü kısımlara ayırarak varlıkların arasında olan dayanışma ve amaç bağlarını kopartan , bir anlamda karşılıksız konuşan , değişken , sürekli yenilenme gereksinimi duyan ,çelişkili, hayata hiçbir şekilde barış ve huzur tanımı yapmamış ve esenlik ile güven katkısında bulunmaktan uzak sadece kaos üreten bir yapıdadır.
14- Vaatler, gerçeklikle ve gereklilik ile örtüştüğü ve yapılabilirliğinin mümkünlüğü ve vaat edenin sahip olduğu iktidar, zenginlik ve irade gücü ile olabilirlik değerine sahiptir. İhtiyaçlarla uyumsuz, ütopik, mutluluk getirisi ve vermek irade ve de ilkesinden yoksun vaatler, insanları kendi çıkarları için kullanmak isteyenlerin açtıkları hayal kapılarıdır.
15- Bir değeri yozlaştırmak, bir ilkeyi dejenere etmek isteyen insanlık düşmanları, elde ettikleri destekleyici enerjiyle plan ve eylemlerine katılımcı bulabildiklerinde daha da pervasızlaşırlar. Böylelerini tereddütsüz kılan, yandaşlarının sorgusuz sadakati ve topyekûn reddettikleri koruyucu ve muhafazakâr değerlerin yerine edindikleri sorumsuzluk algısıdır.
16- Dejenerasyon kaynaklı duygusal bulaş ve deformasyon kasıtlı fikirsel mutasyonlar, duygu durum kalitesini bozan etkiye sahiptir. İnsanın düşünce sağlığını geri kazanması, ruhsal bağışıklığını tehdit eden subliminal virüsün nerede ve nasıl kapıldığını tespit edebilmesine bağlıdır. Temizlik ellerden başlar. Temas sonlandırıldığında hijyen koşulları oluşur.
17- Suç ve suçluluk psikolojisinin savunma hattı, suç ve ceza ilişkisine yönelik kavramsal eleştiri ve eylemsel tanıma karşılık zorunluluk algısından oluşur. Adaletin somut gerçeklik ve soyut kanaat bütünlüğünde verdiği hüküm, söz konusu yanıltmacı direnişi kırar.
Safitürk Murat